13.11.2010 – Cumartesi
Önceden varlığından bile pek haberdar olmadığım Yedikule Zindanları, Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası kitabını okuyunca oldukça merakımı uyandırdı. Her bir köşesinde tarihi eserleri barındıran güzel İstanbul’un bini aşkın yıllık bu tarihi eserini de bir an önce görmek istedim.
YEDİKULE HİSARI
İmparator II. Theohosios (408-450) devrinde yapılan kara tarafı Bizans şehir surlarının en önemli giriş olan ve I. Theohosios (378-395) devrinde yapılan altın veya yaldızlı kapı (Porta Aurea) arkasına bir ilave inşası ile İstanbul’un fethinden dört yıl sonra 1457/8 tarihinde sultan II. Mehmet fatih tarafından bir iç kale olarak yaptırılmıştır. Böylece Bizans ve Osmanlı çağı yapıları biraraya getirilmiştir. Yapılar plan üzerinde gösterilmiştir. Yedikule Hisarı’nın surları beş köşe yıldız şekli meydana getirir. Şehir tarafında tek bir kapı bulunmaktadır. Surların bitişiğine hiçbir yapı ilave edilmemiştir. Hisardaki garnizonda bir kale muhafızı yardımcısı, altı subay ve elli asker bulunuyordu. Kale içinde muhafız evi ile oniki asker evi mevcuttur. Ayrıca barınak ve depolar da vardı. Hisar avlusunda 1905 yılına kadar mevcut olan mescid minaresinden bir bölüm ile önündeki çeşme ve kuyular görülebilir. Hisarın inşaasından 1494/6 yılına yılına kadar Devlet hazinesi burada saklanmıştır. Hisar, sultan II. Mahmud (1808-1839) zamanına kadar da devlet hapisanesi olarak kullanılmıştır. 1895 yılında müzeler umum müdürlüğüne verilen Yedikule Hisarı 1968 yılında İstanbul Hisarlar Müzesi Müdürlüğü’ne bağlanmıştır.
Bulunduğu bölgeye ve hisara adını veren, 4 tanesini Bizans İmparatorları’nın, 3 tanesini de Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı kulelerin isimleri şöyle: Genç Osman Kulesi, Cephanelik Kulesi, III. Ahmet Kulesi, Hazine Kulesi, Zindan Kulesi, Top Kulesi, Bayrak Kulesi.
Bizans’a misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapılan Yedikule Hisarı, fethin ilk yıllarından başlamak üzere uzunca bir dönem devlet hazinesinin muhafaza edildiği ve ganimetlerin toplandığı bir hisar olarak kullanılmış, daha sonra mahkumların hapsedildiği bir zindan olarak kullanılmış. Günümüzde ise konser, tiyatro gibi etkinliklerin de düzenlendiği bir açık hava müzesi olarak kullanılıyor.