09.11.2014
Bugün yine nereye gitsek diye düşünürken aklımıza Şile geldi ve düştük yollara. Biz bu kez arabayla gittik ama daha önce Üsküdar’dan Şile’ye giden 139 numaralı otobüsü kullanarak da gitmiştik bir kaç kere. Şile’ye gitmek için 4 bilet ücreti ödeniyor. Ağva’ya giden 139A numaralı otobüsler de Şile’den geçiyor, bu otobüsler de kullanılabilir.
Şile denilince akla gelenler plajları, feneri ve kalesidir. 1860 yılında kurulan Şile Feneri, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük feneriymiş.
Şile Ocaklı Ada Kalesi, denizden gelecek saldırılara karşı gözetleme amacıyla Cenevizliler tarafından inşa edilmiş. Kalenin yüksekliği 12 metreymiş.
Siyah beyaz renkli Şile Feneri mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Şu da Şile Feneri’nin girişindeki tanıtım yazısı:
ŞİLE FENERİ
Türkiye’nin Uluslararası standartlarda en büyük deniz feneridir. Sultan Abdülmecit döneminde ve 1859-1860 yıllarında yapılmıştır. Metal bölümü ve kristal sistemi Fransız malıdır. Paris Barbeur fabrikası ürünüdür. Mercekleri sekiz adettir. 1000 Watlık elektrik lambası ile aydınlatılmaktadır. Işığı 20 mil uzaklığa ulaşmaktadır.
Fenerin yüksekliği 19 mt.dir ve 75 basamağı vardır. Tarihi yapısı ve özelliği ile Şile’nin amblemi olmuştur.
Şile Feneri’nin iç kısmı müze haline getirilmiş. Müzede ve bahçede çeşitli fenerler sergileniyor.
Hediyelik olarak Şile bezinden yapılmış ürünler alabilirsiniz.
Şileye gideli, yıllar oldu , bir sonbahar günü gitmiştim ve çok beğenmiştim. Sonra Zülfü Livaneli nin SERENAD kitabında tekrar okudum Şileyi. ve gitmek istiyorum yine o kumsalda Schubert ten Seranad ı dinlemek için..