04.09.2017
Hasankeyf’ten Midyat’a varmamız yarım saat sürdü. Midyat’ta ilk dikkatimi çeken şey çok fazla kasisin olmasıydı, yollarda oldukça dikkatli olmak gerekiyor. Bir de yeni evlerin dış görünümü de eski evlerdeki taş işçiliği tipinde yapılmış ve çok da güzel olmuş 🙂
Midyat’ın merkezinde bir Saat Kulesi bulunuyor, buranın 2.5 km uzağında bir diğer Saat Kulesi daha yer alıyor. Cumhuriyet Bulvarı’nın her iki ucunda yer aldıklarını söylesek daha anlaşılır sanırım 🙂
Merkezdeki Saat Kulesi’nin yanında Barış ve Kardeşlik Parkı var, aşağıdaki Atatürk Heykeli parkın önünde yer alıyor.
Parkın diğer yanında da Cevat Paşa Cami bulunuyor. Bu cami, 1925 yılında Cevat Paşa tarafından yaptırılmış. Midyat’a özgü kesme taştan inşa edilen caminin tam ortasında küçük bir kubbe yer alıyor.
Cevat Paşa Cami’yi gördükten sonra Mor Hobil Mor Abrohom Manastırı‘nı görmek istiyorduk ama yol üzerinde diğer kiliseleri görüp dışarıdan fotoğraflarını çektik. Midyat’ta buraya özgü taş işçiliğiyle yapılmış bir çok kilise bulunuyor, fakat çoğu kapalı ve içine girilmiyor.
Midyat’ın sokaklarında biraz kaybolduktan sonra navigasyondan Midyat Konuk Evi‘nin yakın olduğunu görüp oraya doğru ilerledik. Midyat’taki konaklar dizilerle meşhur olmuş. Burada da “Sıla” dizisi çekilmiş. Giriş ücreti 2 TL.
Midyat
Çevre Kültür Evi
T.B.M.M.
Mardin Valiliği
Midyat Kaymakamlığı
Çekül Vakfı
işbirliği ile onarılmış-işlevlendirilmiştir
2000
Konuk Evi’nin taş işçiliği Midyat’taki birçok konaktaki gibi muhteşemdi. Dantel gibi işlenmiş taşların zerafetine hayran kaldım. Burası oldukça meşhur olduğundan çok kalabalıktı ve güzel balkonunu boş yakalayıp fotoğraflarını çekmek için uzun bir süre fırsat kolladım.
Konuk Evi’nin her odası gezilemiyor, sadece bir tanesi ziyarete açıktı, birinde de hediyelik eşyalar satılıyordu. En üst kata çıkıldığında Midyat manzarası gayet rahat seyredilebiliyor.
Midyat Konuk Evi’ni gezdikten sonra Mor Hobil Mor Abrohom Manastırı’na gittik fakat, kaymakamın ziyareti sebebiyle (söylenenler doğruysa tabi) içini gezemedik. Biz de ziyarete açılmasını beklemeyip kapanmadan Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı‘nı görmeye karar verdik.
Manastırın yan tarafında çocuk oyun parkı, yeşil alan ve kafe bulunuyor. Parkın içinde müze yazısıyla küçük bir yer de ayrılmıştı ama içi karanlıktı ve pek de bir şey görünmüyordu.
Mor Gabriel Manastırı’nın giriş ücreti 5 TL’ydi. Ziyaret saatleri 08:30-11:00 arası ve 13:00-16:30 arasıydı. Giriş ücretini ödedikten sonra iki tarafı ağaçlı yoldan ilerleyip manastıra vardık. İç kısım rehberle geziliyor.
Mor Gabriel Manastırı – 397 M.S.
1615 yıllık bir geleneği ve manastır yaşam tarzını günümüze dek ayakta tutmayı başaran böylesi köklü bir ruhani kurumun gezi kurallarına özenle saygı duyulmasını değerli ziyaretçilerimizden rica ediyor, bu konuda göstereceğiniz duyarlılık için teşekkür ediyoruz.
Manastır birçok bölümden oluşuyor ve oldukça büyük. Daha kapısını bile gördüğümde taş işçiliğine hayran kaldım yine ben 🙂
İlk önce Ana Kilise binası geziliyor, buranın içinde 2 mezar yer alıyor.
Daha sonra Theodora Kubbesi ve mutfak bölümleri geziliyor.
Sonra Aziz mezarlarının olduğu kısımlar görülüp Meryemana Kilisesi’ne geçiliyor.
Meryemana Kilisesi’nde 3 tane baskı perde bulunuyordu. Kök boya ile yapılan basmacılık Süryanilerde var olan bir sanatmış ve artık bu işi yapan çok kişi de kalmamış.
Manastırın bazı bölümleri kullanımda olduğu için dışından görebildik ve böylece gezimiz tamamlanmış oldu.
Mor Gabriel Manastırı’ndan sonra yemek yemek için Beyazsu‘ya gittik. Telefon ve internet orada çekmediği için ilk gördüğümüz yerlerden birine, Habip Usta’nın Yeri’ne oturduk. Kuşbaşı et, pirzola, 2 ayran ve salata alıp 68 TL ödedik. Yalnız burası aşırı kalabalıktı ve yemeğin gelmesini 1 saat kadar bekledik.
Beyazsu’dan sonra zamanımız olursa Dara Antik Kenti‘ni de görmek vardı planımızda ama oraya varana kadar güneş batmaya başladı ve başka bir zamana kaldı. Karadeniz turumuzu yaparken “Oraya kadar gitmişken Gürcistan’a da geçelim” derken, bu gezimizde “Sınıra kadar gitmişken Suriye’yi de gezelim” diyemedik maalesef 🙁 Mısır tarlalarını seyrederek Diyarbakır’a doğru ilerleyip Midyat’a veda ettik.