15.03.2019
Bolu’ya bağlı Göynük, İstanbul’a yakın gezilebilecek yerlerden biri. Burası da Taraklı gibi sakin şehir (cittaslow) ilan edilmiş. İstanbul’dan 3 saatte ulaşılabiliyor. Biz Cuma günü buraya yarım saat uzaklıktaki Taraklı’yı gezdikten sonra Göynük’e geldik. İlk işimiz arabamızı park edip yemek yemeye gitmek oldu. Paşazade Göynük Sofrası’na gidip yöresel yemeklerden sarma, keşli cevizli erişte ve mantı, bir de kuşbaşılı kaşarlı pide sipariş verdik ve 66 TL ödedik. Bize mi o gün öyle denk geldi bilemiyorum ama o çok merak ederek sipariş verdiğim yöresel yemeklerden pek memnun kalmadım, sarması fazlaca tuzluydu. Yemekten sonra Göynük’ü biraz gezdik. Burada da Taraklı’daki gibi tarihi Osmanlı evleri meşhur. Bu evlere benzer şekilde yapılmış otobüs durakları da çok tatlı görünüyordu 🙂 Fatih Sultan Mehmet’in lalası Hz. Akşemseddin’in Türbesi de Göynük’te bulunuyor.
Türbeyi ziyaret ettikten sonra Göynük’ün simgesi haline gelmiş Zafer Kulesi‘ni görmeye geldi sıra. Tepeye arabayla çıkamadığımız için yine eşim çocuklarla ilgilenirken ben tek başıma tepeye çıkmak zorunda kaldım 🙁 Benim tepeye çıktığım yol toprak yol olduğu için bebek arabası çıkmazdı zaten. Kızımız da yorulmuştu, o yokuşu çıkmaması daha iyi olmuş.
Tarihi Zafer Kulesi
Göynük’ün tescilli sivil mimari örneklerinden olan Tarihi Zafer Kulesi eski eserler arasında en yenisidir. Göynük halkının Milli Mücadeleye verdiği büyük desteğin anıtlaşmış sembolüdür. 1922 yılında Sakarya Meydan Savaşı anısına Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından kente hakim, Sela Kayaları’nın üzerine inşa ettirilmiştir.
Altıgen bir temel üzerine ahşap mimari biçiminde üç katlı olarak inşa edilen kulede, her katta, yuvarlak kemerli, ahşap söveli pencereler ve ahşap balkon korkulukları yer almaktadır. 1960 yılından itibaren bir kaç kez restorasyona tabi tutulmuştur.
En son 2016 yılında Göynük Belediyesi tarafından restore edilen Zafer Kulesi tarihi anıtsal yapı olarak korunmaktadır.
Göynük gezimizi bitirdikten sonra otele (Sakarya Best Western) vardık. Yemek için Köfteci İsmail’e gidip Sakarya’nın ünlü ıslama köftesinden yedik. 3.5 porsiyon ıslama köfte ile 3 ayran 77 TL tuttu.
16.03.2019
Ertesi gün otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra Göynük’e yakın göllere gitmek için çıktık yola. Sülüklü Göl de Göynük’e yakın olsa da yolu biraz daha terste kaldığı için burayı görme şansımız olmadı. İlk olarak Sünnet Gölü‘ne gittik. Otomobil ile giriş ücreti 12 TL idi. Sünnet Gölü Doğal Yaşam Oteli, gölün hemen yanında bulunuyor. Biz sadece göl manzarasını seyredip fotoğraf çektik ama otelin restoranının yanısıra gölün etrafında çay içilebilecek bir kafeterya da bulunuyor. Hava oldukça soğuk olduğu için fazla durmadan Çubuk Gölü‘ne doğru yola devam ettik.
Çubuk Gölü, bir film için inşa edilmiş değirmenleriyle ünlü. 7 tane olan bu değirmenler buraya renk katmış 🙂 “Özel mülktür, girilmez” yazısını görünce biz değirmenlere yaklaşmadık, ancak bizden sonra çok fazla gelen oldu ve yazıyı da okudukları halde umurlarında olmadan değirmenlerin yanına gidenler oldu. Yine burada da biz gitmedik ama Çubuk Gölü’nün etrafında da yemek yiyip çay içilebilecek küçük yerler vardı.
Çubuk Gölü’nü de gördükten sonra yemek yemek için Göynük’e gittik. Bu kez Osmanlı Sofrası’ndan yana kullandık tercihimizi. Osmanlı çorba, çömlek kebabı, sulu köfte, 2 bulgur pilavı, yoğurt alıp 65 TL ödedik. Bu kez yemeklerin hepsi güzeldi, keşke dün de buraya gelseydik diye düşündük. Yemekten sonra tekrar Taraklı’yı gezip sonra da İstanbul’a döndük, böylece 2 günlük Taraklı-Göynük-Sünnet Gölü-Çubuk Gölü gezimizi sonlandırmış olduk.