19.11.2011
Dolmabahçe Sarayı’nı hepimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği yer olarak öğrendik ilk olarak. Saray, Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından 1843-1855 yılları arasında inşa edilmiş ve yaklaşık olarak 250.000 m²’lik bir alanda yer alıyormuş. Otobüs veya vapurlarla Beşiktaş’a varılıp buradan yürüyerek saraya ulaşılabilir. Milli Saraylar’a bağlı olduğu için Müzekart geçerli değil.
Sarayın girişinden önce Dolmabahçe Saat Kulesi görülüyor.
Saray belli saatlerde rehberle gezilebiliyor ve iç mekanlarda fotoğraf çekimi yasak. Daha önce defalarca girmeyi istesek de girişteki turist yoğunluğunu görüp vazgeçmiştik. Bu kez gezebildik sonunda ve hayran kalmış olarak çıktık saraydan. Sarayın büyüklüğü ve ihtişamı daha giriş kapılarını gördüğünüzde bile belli oluyor.
Kapıdan içeri girdiğinizde Has bahçe ve Selamlık Bölümü’nü görüyorsunuz.
Fotoğraflarını çekemedik ama sarayın iç kısmı (özellikle de Muayede Salonu) o kadar ihtişamlı, büyük, güzel ki anlatmaya kelimeler yetmez sanırım. Gidip görmek, hissetmek gerekir 🙂
Atatürk’ün vefat ettiği oda, müze olarak düzenlenmiş. Yatağına büyükçe bir Türk bayrağı serilmiş. Atatürk’ün anısına saraydaki bütün saatler 09:05 olarak ayarlanmış. Ayrıca, Atatürk’ün çalışma odası da görülebiliyor.
Selamlık Bölümü’nü gezdikten sonra Saat Müzesi’ni gezdik. Harem Bölümü’nü de gezebilmek için girişte ayrı bilet alınıyor.