13.07.2015
Ramazan Bayramı için Niğde’ye gidince bir kez daha günübirlik Kapadokya’yı gezme fırsatımız oldu. Geçen sefer Zelve Açık Hava Müzesi‘ni gezdiğim için bu kez de Göreme Açık Hava Müzesi‘ni gezmeye karar verdik. Üç Güzeller peribacalarını da rotamıza ekleyip, 4 aylık kızımızla gezdiğimiz için Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı Şehirleri‘ni rotamızdan çıkardık. Kapadokya’nın güzel manzarasını izleyebileceğimiz Uçhisar Kalesi ile başladık gezimize.
Bütün Kapadokya’da olduğu gibi Uçhisar Kalesi’nden manzara, fotoğraflarda gördüğümüzden çok daha etkileyici bence.
Uçhisar Kalesi’nden sonra Ürgüp’e giderken yol üzerinde de ünlü Üç Güzeller Peribacaları’nı ziyaret ettik. Kapadokya-peribacaları fotoğraflarında hep Üç Güzeller’i gördüğüm için merak ederdim ve oldukça büyük olduklarını hayal etmiştim. Beklediğimden daha küçüklermiş.
Üç Güzeller’den sonra Ürgüp’e gidip meşhur testi kebabını yedik.
Ürgüp’ten sonra sıra Göreme Açık Hava Müzesi’ne geldi. Burası 08:00-19:00 saatleri arası ziyaret edilebiliyor ve tabii ki gişe daha erken (18:15) kapanıyor. Her gün ziyarete açık olan müzede Müzekart geçiyor ve Müzekart’ı olmayanlar için bilet fiyatı 20 TL’ydi.
İlgilenenler için aşağıdaki kısım Göreme Açık Hava Müzesi’ndeki yerlerin girişlerindeki yazılar. Kiliselerin, şapellerin içinde fotoğraf çekmek yasaktı, zaten merak edenler internette aratınca bir çok fotoğraf bulabilirler.
Elmalı Kilise
Dokuz kubbeli, dört sütunlu, kapalı Yunan haçı planlı, üç apsislidir. Asıl girişi güney yönünden olan kiliseye,kuzeyden açılan bir tünel vasıtasıyla girilebilmektedir. Elmalı Kilise’nin ilk süslemeleri Aziz Basil ve Azize Barbara Şapeli’nde olduğu gibi doğrudan duvara kırmızı boya ile yapılan haç ve geometrik motiflerdir. Kilise’ye İsa peygamberin hayatı ile ilgili onbeş sahne resmedilmiş, üçü çocukluk, ikisi yetişkinlik ve onu çile çektiği döneme aittir. Ana kubbeye İsa pantokrator, diğer yedi kubbede ise baş melek tasvirleri bulunmaktadır. Kilise 11. yüzyılın ortasına tarihlenmektedir.
Azize Barbara Şapeli
Göreme Açık Hava Müzesi içinde belki de turistlerin en çok ilgisini çeken kilisesidir. Özenli mimarisi, küçücük bölümleri ve kırmızı motifleriyle hoş bir birliktelik sergiler. Soyut şekillerin ve motiflerinin abartılı kullanımı, ikonalar gibi çerçeveli aziz portrelerinin varlığı ve nihayet girişin tam karşısında yer alan anlaşılması güç kompozisyondan zaten şaşkına dönen ziyaretçiler, dinsel işaretlerin bolluğu ve çeşitliliği karşısında da hayrete düşerler. İki oryantal sütun üzerinde yükselen kubbesi ve haç planlı iç mekanıyla kilisenin tipi tamamen 11. yüzyıl özellikleri taşır. Azize Barbara Kilisesi’nde söz konusu olan basit bir mimari süsleme değil, anlaşılması son derece güç bir dizi karmaşık kompozisyondur. Daha çok ikonoklastik dönemin soyutlama yöntemine bağlı kalmış gibi görünüyor. Buna göre apsisin yanındaki küçük nişlerde bulunan kenarları inci gibi süslenmiş dört üçgen tarafından çevrili haç motifinin İsa ve İncil yazarlarını tasvir ettiği olasıdır.
Yılanlı (Aziz Onuphrius) Kilise
Ana mekan enlemesine dikdörtgen planlı, beşik tonozlu, güneyde mezarların bulunduğu ek mekan ise düz tavanlıdır. Apsisi sol uzun duvara oyulmuş, kilise tamamlanmadan bırakılmıştır. Girişi kuzeydendir. Kilise tonozunun her iki yanında Kapadokya’da saygın olan azizlerin tasvirleri bulunmaktadır. Kilise, 11. yüzyıla tarihlenmektedir.
Sahneleri: Girişin tüm karşısında sol elinde İncil tutan İsa ve yanında kilisenin banisi, tonozun doğusunda Aziz Onesimus, ejderle savaşan Aziz George ve Aziz Theodore, gerçek haçı tutan Helena ve oğlu Konstantin; tonozun batısında çıplak, uzun saçlı ve önünde palmiye ağacı bulunan Aziz Onuphrius, yanında takdis pozisyonunda Aziz Thonmas ve elinde bir kitapla Aziz Basil bulunur.
Kiler/Mutfak/Yemekhane
Yılanlı Kilise ile Karanlık Kilise arasında yer alan üç yapı yan yana olup, birbirleriyle bağlantılıdır. Kiler olarak kullanılan ilk mekanda erzakları depolamak için oyuklar bulunmaktadır. Mutfakta ise yöre köylerinde hala kullanılan topraktan yapılmış ‘tandır’ adı verilen ocak bulunmaktadır. En son bölümde ise yemekhane yer alır. Girişin sol tarafında 40-50 kişinin yemek yiyebileceği taştan sıra ve masa mevcuttur. Masanın sağ tarafında tabanda üzüm ezmek için bir şırahane vardır.
Karanlık Kilise
Kuzeydeki kavisli bir merdivenden kilisenin dikdörtgen beşik tonozlu narteksine çıkılır. Narteksin güneyinde ikisi büyük, biri küçük 3 mezar bulunmaktadır. Kilise haç planlı, haç kolları çapraz tonozlu, merkezi kubbeli, dört sütunlu ve üç apsislidir.
Merkezdeki kubbede İsa pantokrator, diğer kubbelerde ise dört melek Gabriel, Michael, Raphael, Uriel yer alır. Karanlık Kilise olarak adlandırılmasının nedeni, narteks kısmındaki küçük bir pencereden çok az ışık almasından dolayıdır. Kilise ve narteks İsa ve İncil siklusunu içeren zengin süslemelere sahiptir. Ayrıca Elmalı ve Çarıklı Kilise’de olduğu gibi Tevrat kaynaklı sahneler de resmedilmiştir. Kilise, 11. yüzyıl sonuna tarihlenmektedir.
Azize Catherine Şapeli
Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında yer alan Azize Catherine Şapeli, hem narteksi, hem de naosu serbest haç planlı, merkezi kubbeli, haç kolları beşik tonozlu ve apsisi templonludur. Narteks zemininde dokuz mezar, duvarlarında ise iki nişli mezar (arkosolium) yer alır. Şapelin sadece naos kısmı figürsel dekorasyonlar içermektedir. Pandantifler kabartma geometrik süslemelerle bezenmiştir. Anna adındaki donör tarafından yaptırılan Azize Catherine Şapeli, 11. yüzyıla tarihlenmektedir.
Son olarak yine Avanos‘a gidip, Kızılırmak’ın yanında çaylarımızı içip dinlendik.
Avanos çanak çömlekleriyle meşhur. Bence hediyelik eşya almak için de en güzel yer burası Kapadokya’da.
Yerden bile muhteşem görünen Kapadokya’dan bu kez de balon turu hayalimizi gerçekleştiremeden ayrıldık. Yine bi dahaki sefere diyorum bakalım 🙂
Bu yazınızla ilgili mail üzerinden ulaşabilmeniz mümkün mü acaba ?
Merhaba,
haticetunca@yahoo.com mail adresimden bana ulaşabilirsiniz.