13.03.2016
Pazar günü kendimizi yine İstanbul dışına atıp Sapanca ve Maşukiye’ye gittik. İstanbul Anadolu yakasından Sapanca’ya varmak yaklaşık 1,5-2 saat sürüyor. Sapanca’ya vardığımızda Sahil Yolu tabelalarını takip ederek, önce tarihi çınar ağacının olduğu caddeye arabamızı park ettik.
Sahil Yolu’nda yürüyüp gölü seyretttik. Hava bu kadar soğuk olmasına rağmen yine de tahminimden daha kalabalıktı Sahil Yolu. Buraya havalar ısınıp ağaçlar yeşerince, göl masmaviyken gelip yürüyüş yapmak daha eğlenceli bence.
Sahil Yolu’nda bir çok kafe, restoran bulunuyor. Haftasonları kahvaltı için de oldukça tercih ediliyor Sapanca. Yemek olarak da kiremitte alabalığı meşhur. Biz de bir restorana girip çaylarımızı, kahvelerimizi içip biraz oturduktan sonra yemek yemek için Maşukiye’ye doğru yola koyulduk.
05.03.2017
Pazar günü Sapanca’ya Sasa Harmanlık Restoran’a kahvaltıya gittik bu kez. Hava çok güzeldi şansımıza, gökyüzü de göl de masmaviydi. Kızımız plajda göle taş atıp oynamaktan içeri girmek bilmedi. Çocuklar için oyun parkı da vardı ki orada da bayağı vakit geçirdik.
Kahvaltıdan sonra Sahil Yolu’na yürüyüşe çıktık. Daha önce görmediğim Sanatçılar Sokağı’ndan da geçtik bu kez. Yeni mi kuruldu yoksa benim mi bu tarafa daha önce yolum düşmedi bilemiyorum. Burada hediyelik eşyaların satıldığı küçük dükkanlar yer alıyor. Sokağın başında da ilçeye adını verdiği düşünülen Sabancı Baba figürü ve efsanenin anlatıldığı tarihi taş bulunuyor.