2013 tatilimizin son durağı Çin’in başkenti Pekin’di. Pekin (Beijing), “kuzey başkenti” anlamına geliyor. Şangay Hongqiao Tren İstasyonu’ndan yaklaşık 5 saatlik hızlı tren (553 CNY) yolculuğu sonunda Pekin Güney Tren İstasyonu’na varmış olduk.
Buradaki hava kirliliği Şangay’dan da kötü durumdaydı.
1. gün – 27.06.2013
İlk gün Yasak Şehir ile başladık turumuza. 500 yıl boyunca sadece imparatorlar tarafından kullanılmış olan bu Çin imparatorluk sarayı, 1925’ten beri Saray Müzesi olarak kullanılıyor. 1987 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası listesine eklenmiş. Saray Müzesi’ne giriş ücreti 60 CNY. Girişte birçok rehber peşinize takılıp rehber hizmeti almanızı istiyor. Günlük Çin Seddi turları satmaya çalışanlarla da karşılaşıyorsunuz bol bol. Onları atlatıp sonunda biletimizi aldık ve gezmeye koyulduk. Havanın çok sıcak olması işimizi biraz zorlaştırdı.
Yasak Şehir benim için yine bir hayal kırıklığı oldu. Tamam çok geniş bir alana kurulmuş, Çin Mimarisi de güzel ama başka da bir şey yok. Aşağıdaki fotoğrafı çektiğimiz yerde insanlar birbirlerini eziyordu. Kalabalığa bakıp içeride çok güzel bir şey var galiba diye düşündüm ama benim beklentilerimi pek karşılamadı doğrusu bu görüntü. Bir de siz bakın bakalım..
Buradaki binaların hepsi ahşaptan yapılmış. Çin’de her yerde olduğu gibi burada da bolca ejderha figürü yer alıyor.
Yasak Şehir o kadar büyüktü ki en son Seramik Müzeleri’ni gezdikten sonra bile mutlaka gezmediğimiz bir yerlerin kaldığını düşündük. Buradan sonra vakit kaybetmeden akustiği ile ünlü Cennet Tapınağı‘na (Tiāntán) gittik. Bereketli Hasat İçin Dua Binası (Qi Nian Dian), Dairesel Tepe Sunağı (Yuan Qiu Tan) ve Eko Duvarı’nı kapsayan giriş ücreti 35 CNY. Cennet Tapınağı da ahşaptan yapılmış ve çivi kullanılmadan geçmeli olarak inşa edilmiş. Karenin dünyayı, dairenin cenneti temsil ettiğine inanıldığı için daire şeklindeki binalar kare şeklindeki tabanların üzerine inşa edilmiş. Tapınağın kullanıldığı zamanlardaki en önemli işlevi kış gündönümünde (20-23 Aralık arasında) halk ile tanrılar arasındaki aracı olan imparatorun senenin mahsulleri için dua etmesine aracılık etmesiymiş. Bunun için imparator önce 3 gün oruç tutarak temizlendikten sonra meditasyon yapar ve bu esnada tanrılarla konuşurmuş. Ardından geceyi Bereketli Hasat İçin Dua Binası ‘nda geçirdikten sonra ertesi sabah Dairesel Tepe Sunağı ‘nda tanrılara hayvan kurban edermiş. Bütün bu seremoniler sırasında Pekin halkı kapı ve pencerelerini kapatıp evlerinde sessizce dururmuş.
İmparatorun kurban için kullandığı Dairesel Tepe Sunağı, insan, dünya ve cenneti temsilen üç kademede yapılmış. Bu sunağın tam ortası dünyanın merkezi sayılırmış.
Cennet Tapınağı’ndan sonraki hedefimiz Tiananmen Meydanı‘ydı. Tiananmen Meydanı’nda hergün güneş doğarken bayrak göndere çekilip, güneş batarken de indiriliyor. İlk günümüzde bayrak indirme törenine yetişemedik ama ertesi gün tekrar gelip izleyebildik. Bayrak indirme töreni başlamadan bir süre önce meydana giriş için alt geçitleri kapatıyorlar. Biz yine geç kaldığımız için meydana giremedik, töreni izlemeye gelen kalabalığı yolun karşısından görebildik.
Tiananmen Kapısı’nın ortasında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong’un fotoğrafı bulunuyor. Sol tarafta “Çok Yaşa Çin Halk Cumhuriyeti”, sağ tarafta ise “Çok Yaşa Dünya İnsanlarının Büyük Birliği” anlamında Çince yazılar bulunuyor.
2. gün – 28.06.2013
Gelelim şu ünlü Çin Seddi turumuza. Çin’e gelmeden araştırdıklarıma göre Çin Seddi’nin Pekin şehir merkezine en yakın iki kısmı Badaling ve Mutianyu bölümleriydi. Badaling şehre Mutianyu’dan daha yakın olduğu için ve dönüşte Ming Mezarları’nı da gezme şansı olduğu için turist turları tarafından daha çok tercih ediliyormuş. Dolayısıyla Badaling kısmı daha kalabalık oluyormuş. Biz de kalabalıktan uzak, rahat rahat fotoğraf çekelim diye Mutianyu bölgesine gitmeye karar vermiştik. Mutianyu bölgesinin ulaşımı da Badaling’e göre daha zor görünüyordu. Bir gün önce Tiananmen Meydanı yakınlarında tur satmaya çalışan birçok rehberden biriyle anlaştık. Rotada Mutianyu Çin Seddi, Ming Mezarlıkları, Kuş Yuvası denilen Olimpik Ulusal Stadyum ve Su Küpü denilen Olimpik Havuz vardı. Bir günlük bu turun ücreti 100 CNY ve İngilizce rehber hizmeti ile öğle yemeği de dahildi. Böyle olunca ulaşım zorluğu çekmeyelim diye kendimiz gitmek yerine turu satın almak daha mantıklı geldi.
Gelelim gerçeklere:
Sabah 07:30’da bizi otelden (CityTel Inn) aldılar ve yolculuğumuz başladı. Baya bir yol aldıktan sonra farkettik ki Mutianyu tarafına değil Badaling tarafına doğru gidiyoruz. Tabi ki kıyameti kopardık ama iş işten geçti bir kere. Geri dönüp Mutianyu kısmına gidebilmek mümkün değildi. Neyse artık Badaling kısmına razı olmak zorunda kaldık. Giderken önce yeşim fabrikasına uğradık. Yeşim taşı Çinliler için çok önemliymiş. Hatta kızlar evlendiğinde eşinin annesi ona da büyüklerinden hediye edilmiş olan yeşim bileziği hediye edermiş. En çok gözümüze çarpan eşyalardan biri de içi içe toplardan oluşan mutluluk topu. Bunun tek parçadan oluşuyor olması ilginç tabi. İç içe birçok topun olması neslin sürekliliği anlamına geliyormuş. Dışarıdaki kırılmadan içerideki topların çıkarılamaması da ailenin bütünlüğünü, gücünü ifade ediyormuş.
Bolluk, bereket simgesi olduğu için lahana da en çok bulunan eşyalardan.
Çin’de şans getirdiğine inanılan dokuz ejderhayı da her yerde görmek mümkün.
Yeşim fabrikasından sonra sıra Çin Seddi’ne geldi. Dünyanın yeni yedi harikasından biri olarak kabul edilen ve Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Çin Seddi’nin yapılmaya başlanması milattan önceki yüzyıllara dayanıyormuş ve yaklaşık 7000 km uzunluğundaymış. Çin Seddi’nin Juyong kısmında 1 saatlik serbest zaman verildi ve başladık merdivenleri çıkmaya. O kadar çok ziyaret edilince merdivenler iyice aşınmış. Basamakların yükseklikleri de farklı olduğu için çıkmak baya zor oluyor. 30-40 dk kadar yukarı çıktıktan sonra geri döndük. Burası Çin Seddi’nin oldukça küçük bir kısmı, öyle zincir gibi uzanan duvarları burada görmeyi beklemeyin. Ama bu kadarlık kısma bile çıkıp inmek çok yorucu. Bir de maalesef hava kirliliğinden dolayı hiç bir yer net görünmüyor.
Buradan sonra ben hâlâ Badaling kısmına gideceğimizi zannederken yemek yemeye gittiğimizde çoktan geri dönüp yolu yarılamışız bile 🙁 Turumuzda 3 farklı grup vardı ve 3 grubun da gideceği rota birbirinden farklıydı. Keşke Mutianyu kısmına kendimiz gitseydik dedik ama iş işten çoktan geçmişti. Bugünümüz saçma sapan yere mahvoldu ve maalesef Mutianyu kısmını görebilmemiz için fazladan bir günümüz daha yoktu 🙁 Yemeklere gelince idare ederdi. Çubuklarla yemek biraz zor oldu ama neyse ki yiyebileceğimiz şeyler vardı. Çin’in ünlü buharda pişen mantısını da burada denemiş olduk. Birçok yerde satıldığını görmüştük fakat içinde domuz eti olduğu için yememiştik. Burada yediğimizde içinde bir sebze vardı ama ne olduğunu anlayamadım. Yemekten sonra ayak masajına gittik. Ben sert bir masaj zannedip yaptıramam sanmıştım ama çok basit bir şekilde yapıp geçtiler. Bitkisel ilaçların, çayların reklamını yapıp satmaya çalıştılar.
Ayak masajından sonra İpek Müzesi’ne gittik. Burada da ipek yorganın nasıl yapıldığını gösterdiler. Çeşitli ipek kumaşları ve yorganları satıyorlardı. Yani maalesef buraya da alışveriş için getirilmiştik. Üstelik ipeğin Türkiye’de de olduğunu duyunca rehberimizin ağzı açık kaldı. Sadece Çin’e özgü sanıyordu sanırım. Hele gerçek ipeğin nasıl ayırt edildiğini anlattığımızda daha da şok oldu. Oradaki görevliye sorup onayladı gerçek ipeğin yakılarak anlaşılabileceğini.
Buradan sonra Olimpik Park’a gittik ve biz bu berbat edilmiş günümüzü burada sonlandırmak istedik. Tura devam etmek istemediğimizi söylediğimizde rehberimiz hâlâ çay evine gitmekten bahsediyor, şoför için bahşiş istiyordu. Sonunda otele döndük ve dönüşte bize turu satan rehberi yine görünce şikayetlerimizi söyledik. “Yarın Mutianyu’ya gönderiyim” falan dedi ama biz zaten bir günümüz heba oldu diye üzülürken bir günümüzü daha riske atmak istemedik. Bu kez Kung Fu gösterisi teklif etti, onu da reddedip bir daha da kesinlikle tura falan katılmamaya karar verdik. Akşam yine Tiananmen Meydanı’na gidip bayrak indirme törenini izleyebildik bu kez.
3. gün – 29.06.2013
Üçüncü gün Yazlık Saray‘la (Yiheyuan) başladık gezimize. Suzhou Caddesi, Budist Tütsü Kulesi (Fo Xiang Ge), Erdem ve Uyum Bahçesi (Deheyuan) ve Wenchang Galerisi’ne girişi kapsayan bilet ücreti 60 CNY. Yazlık Saray oldukça büyük bir yer ve gezmek oldukça uzun zaman alıyor. Bol bol renkli kareler yakalamak mümkün. Diğer yerlerde olduğu gibi burada da tabela falan görmek pek mümkün değil. Koskoca bahçenin içinde ancak sona doğru geldiğimizde Erdem ve Uyum Bahçesi’ne 100 m kaldı tabelalarını gördük. Girişten sonra birçok harita satan kişi vardı, harita alalım diye tabela koymamışlar herhalde :S
Yazlık Saray’dan sonra Pekin Hayvanat Bahçesi‘ne gittik. Asıl amacım Çin’in ünlü pandalarını görmek olsa da burada daha önce görmediğim birçok hayvanı görmüş oldum.
Hayvanat Bahçesi’ni de gezdikten sonra Wangfujing Caddesi’ne gidip burayı da son kez gezdik. Son akşamımızda Pekin ördeği yiyelim dedik ama geç olmuştu ve birçok restoran kapanmıştı. Ertesi gün öğlen yemeğinde yemeye karar verdik. Wangfujing Caddesi’ndeki Dong Lai Shun Restoran’ın bir şubesinin de hemen kaldığımız otelin yanında olduğunu son gün keşfetmemiz kötü oldu. O kadar önünden gelip geçtik masaların ortalarında su kaynayan kapları görünce Çin restoranı zannettik. Meğer yemekler güzelmiş, fiyatlar da uygun. Yemeğimizi yedikten sonra düştük hava alanı yollarına. Uçağın 4:30 saat gecikmeli kalkması bizi çileden çıkardı sanırım. Bir daha Çin mi? Mecbur kalmazsam asla!!
Çin ve Çinlilerle ilgili son söylemek istediklerim şunlar:
-Her zaman çok kalabalık; iş saati, hafta içi, hafta sonu fark etmiyor.
-Sıra kavramı yok, bir anda önüne 10 kişi geçebiliyor.
-Sürekli sokaklarda tüküren insanlar var.
-Tuvaletler ücretsiz. Kimilerinin kapılarında kilit yok.
-Turistlerle fotoğraf çektirmeyi seviyorlar ve fotoğraf çektirirken genellikle zafer işareti yapıyorlar.
-Çok fazla yeşil çay tüketiyorlar.
-Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri ve hatta google yasak. Kendi sosyal paylaşım siteleri ve arama motorları var.