30 Temmuz Salı günü Isparta-Lavanta Kokulu Köyü gezdikten sonra 3.5-4 saatlik bir araba yolculuğunun daha ardından Patara‘ya gelip otele yerleştik. Gelemiş Apollon Hotel’de akşam yemeği dahil 4 gecelik 1562 TL’ye yerimizi ayarlamıştık daha önceden. Bugünkü yorucu yolculuğun ardından yemeğimizi (çorba, salata, balık) yiyip uykuya geçtik.
Fethiye ve Antalya’da gezdiğimiz yerler:
31 Temmuz 2019 – 1. gün
Çarşamba günü kahvaltıdan sonra öğlene kadar otelde dinlenmekle geçti. Öğle yemeği için Patara Durak Restoran’a gittik. Türlü, musakka, pilav, fasulye ve yoğurt alıp yemeğimizi yedik. Çocuklara ev yemekleri yedirebilmek açısından burası bizim için çok iyi oldu. Öğleden sonra da hava çok sıcaktı ve kızımız otelde havuzun tadını çıkarmış oldu.
1 Ağustos 2019 – 2. gün
Perşembe günü Fethiye tarafına gidecek şekilde plan yapmıştık. Önce Çalış Plajı‘na uğrayıp bir tur attık, sonra da Babadağ‘a çıktık arabamızla. Ölüdeniz‘de yamaç paraşütü yapmayı çok isterdim ancak 2 çocukla şimdilik bu yapılacaklar listesinde kaldı. En azından yukarıdan manzarayı seyredebilir miyiz diye Babadağ’a çıkmıştık ama yukarıdan sadece paraşütle atlayanları seyredebildik. Aşağıda Ölüdeniz manzarası görünüyor muydu bilemiyorum, çünkü biz sisten buluttan hiçbir şey göremedik 🙂
Sonrasında Ölüdeniz Durak Lokantası’na gidip yemek yedik. 1 çorba, 1 ton balıklı pizza, 5 lahmacun, 3 ayran alıp 111 TL ödedik. Sonrasında Kelebekler Vadisi‘ne doğru yolumuza devam ettik. Yolda Ölüdeniz’in güzelim manzarasını görünce durup birkaç fotoğraf çekmeyi ihmal etmedim tabi 🙂
Kelebekler Vadisi’nin yukarıdan, kayalıkların arasından çekilmiş fotoğraflarını instagramda çokça görmüştüm ve bu güzel manzarayı ben de mutlaka görmek istiyordum. Haritada işaretli bir yer olmayınca yolda giderken arabalar nerede en çok park etmişse orada durup bir baktık ama ilk seferde göremeyip “Kelebekler Vadisi Seyir Tepesi” olarak işaretlenmiş yere gittik. Burada öyle ayrılmış bir alan ya da kafeterya gibi birşey yoktu. Arabayı park edip vadiyi görene kadar patikayı takip ettik. Biraz manzarayı seyredip, birkaç fotoğraf çektikten sonra geri dönüp tekrar kayalıkların olduğu yeri aradık. Yine arabaların çokça park ettiği yeri bulup bu kez kayalıklardan aşağı biraz daha ilerledim ben ve o güzel manzaranın burada olduğunu gördüm. Ancak, burası büyükler için bile çok tehlikeli, çocuklar için hiç uygun değil. Çocuklar yukarı kısmdaki salıncakta sallansalar yeter. Bizim gittiğimizde burası haritada işaretli değildi, sonradan “Kelebekler Vadisi Uçurum” olarak işaretlenmiş. Burada da birkaç fotoğraf çektikten sonra yolda güzel manzaraları seyrederek otele döndük. Akşam yemeği için otelde yine balık/tavuk/köfte seçenekleri vardı. Balıklar taze olduğu için biz genel de balık tercih ettik ama çocuklar için köfte istediğimiz de oldu. Akşamları sivrisineklerden korunmak için ince uzun kollu kıyafetler ve pantolon giydik.
2 Ağustos 2019 – 3. gün
Cuma günü otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra Patara plajına gittik. Patara plajını kullanmak için de Olimpos’taki gibi ören yerinin içinden geçmek gerekiyor. Ören yerine 10 girişlik bilet 30 TL idi. Bileti 1’den fazla kişi için kullanabiliyorsunuz. Biz 2-3 gün plaja gelmeyi planladığımız için bu toplu biletten almayı tercih ettik. Patara’dan ayrılırken kalan biletleri de Patara plajına gitmek isteyen birilerine verdik. Şezlong 10 TL, şemsiye de 10 TL idi. Plaj kumda oynamayı çok seven kızımız için harikaydı, deniz de derin değildi ancak çok dalgalıydı. Öğlene kadar plajda kalıp öğlen yemek için Patara Gözleme Evi’ne gittik. 3 peynirli, 1 patatesli, 1 nutella muzlu gözleme ve 3 ayran alıp 70 TL ödedik.
Hava çok sıcak olduğu için öğleden sonrayı yine otelde ve havuzda geçirmiş olduk.
3 Ağustos 2019 – 4. gün
Cumartesi günü otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra eşyalarımızı toplayıp çıkış yaptık. Bugünkü planımız Kaş‘ı gezip akşama Adrasan‘a varmaktı. Giderken Kalkan‘da ve Kaputaş Plajı‘nda durup o güzel manzaralarının fotoğraflarını çektik. Kaputaş Plajı’na merdivenlerle iniliyor ve araç park etmek için bir yer yok, yol kenarlarına park ediyor herkes aracını. Plaja biz inmedik ama yukarıdan muhteşem görünen o denizin turkuaz rengi dillere destan zaten.
Sonrasında Kaş‘ta durup Uzun Çarşı‘yı gezdik. Çarşıdaki dükkanlar, binalar, her yerden sarkan begonviller o kadar tatlı, o kadar şirin ki tatilde olduğunu sonuna kadar hissettiriyor insana. Bu arada biz deneyemedik ama Kaş’ın tava dondurması meşhurmuş. Çarşıyı gezdikten sonra Kaş Halk Plajı‘na uğradık. Burada yine denize girmedik ancak suyun berraklığı, turkuaz rengi muhteşemdi yine. Biraz olsun serinlemek için dondurmalarımızı yiyip dinlendikten sonra öğle yemeği için Kumluca’da Şişci Mehmet Usta’ya gittik. 2 tane 1.5 porsiyon şiş köfte, 1 tane 1 porsiyon şiş köfte, 1 piyaz. 3 ayran, 1 su alıp 70 TL ödedik.
Öğle yemeğinden sonra Adrasan’a varıp otele yerleştik.