2018 tatilimizin Anvers’ten sonraki durakları birbirine 1 saat mesafede yer alan Brüj (İngilizce Bruges, Flamanca Brugge) ve Gent oldu. Anvers’ten Brüj’e arabayla yaklaşık 1.5 saat sürüyor yolculuk.
Brüj’de gezdiğimiz yerler:
24.05.2018
Brüj’e vardığımızda arabayı otoparka bırakıp Aziz John Hastanesi‘ni (Sint-Janshospitaal) görmekle başladık gezimize. 8 yüzyıllık bir geçmişe sahip bu hastane yolcular, fakirler ve hastalar için inşa edilmiş. Günümüzde müze olarak kullanılıyor ve giriş ücreti 12 Euro.
Sonra ilerleyip sağ tarafımızda kalan Bizim Leydi Kilisesi‘ni (Onza Lieve Vrouwekerk) gördük. Buranın 115.5 metre yüksekliğindeki kulesi dünyanın en yüksek 2. tuğla kulesiymiş. Michelangelo’nun Madonna ve Çocuk adlı heykeli de burada yer alıyormuş. Kilise kısmına giriş ücretsiz, müzeye giriş ücreti ise restorasyon sebebiyle düşürülmüş, 6 Euro olmuş. Kilisenin hemen yan tarafında Gruuthuse Müzesi bulunuyor, fakat restorasyonda olduğu için ziyaret edilemiyor şimdilik. Kilisenin karşısında da Brüjlü şair ve yazar Guido Gezelle Heykeli görülüyor.
Kiliseden sonra Brüj’ün en büyük kilisesi olan Aziz Salvator Katedrali‘ni (Sint-Salvatorskathedraal) gördük. Giriş ücretsiz.
Sonrasında da Brüj’ün güzel kanallarını takip edip Çan Kulesi‘ne (Belfort van Brugge) doğru ilerledik. Giderken sağımızda Groeninge Müzesi’ni gördük, biz girmedik ama giriş ücreti 12 Euro’ymuş. Kanallarda tekne turu yapmak da Brüj’de tercih edilen etkinliklerden.
Brüj Çan Kulesi, Markt Meydanı‘nda yer alıyor. 83 metre yüksekliğindeki Çan Kulesi’nin tepesine 366 merdiven çıkarak ulaşılabiliyor ve Brüj manzarası seyredilebiliyormuş. 1999 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş. Markt Meydanı Lille’deki Gaulle Meydanı ve Anvers’teki Grote Markt’ı andırıyor. Meydanın ortasında Jan Breydel ve Pieter de Coninck Heykeli yer alıyor ve güzel binalar, restoranlar, kafeler meydanı çevreliyor. Mimarisiyle dikkat çeken Bölge Mahkemesi (Provinciaal Hof) ve Historium Müzesi de bu meydanda yer alıyor. Müzenin giriş ücreti 14 Euro. Ayrıca fiyatlarını bilmiyorum ama bu meydandan başlayıp fayton turu yapılabiliyor. Yemek için buradaki restoranlardan birine girip Belçika’nın meşhur patates kızartmasını denemek istemiştim ki satıcı domuz yağında kızartıldığını söyleyince bu fikrimden vazgeçtim. Biz meydanın köşesinde gördüğümüz bir marketten alışveriş yapıp karnımızı doyurduk ama sevenler için buranın midyesinin ve birasının da meşhur olduğunu söylemeden geçmeyeyim 🙂 Bir de Belçika’nın meşhur dantellerini ve yapıldığı tezgahı da birçok dükkanda görebilir, hediye olarak dantelleri tercih edebilirsiniz.
Bu meydanda biraz daha vakit geçirdikten sonra Brüj’ün bir diğer güzel meydanı Burg Meydanı‘na (De Burg) vardık. Burası da restoranlar, Kutsal Kan Bazilikası (Basiliek van het Heilig Bloed), Belediye Binası (Stadhuis), Nüfus Müdürlüğü (Brugse Vrije) gibi güzel binalarla çevrili.
Burg Meydanı’ndan sonra yine Brüj’ün güzel kanallarını görüp Brüj’ün fotoğrafının en çok çekildiği yere (Rozenhoedkaai) doğru ilerledik. Burası gerçekten defalarca fotoğraf çekecek kadar güzel, peri masallarından çıkmış gibi etkileyici bir yerdi bence de. Brüj’e gelip de burayı görmeden olmazdı 🙂
Bu güzel yerde bol bol fotoğraf çektikten sonra Belçika’nın meşhur waffle‘larını denemek için bir kafeye oturduk. Sade waffle 2 Euro, üzerine çikolatası 1 Euro, çileği/muzu 2 Euro’ya ekletip istediğiniz gibi alabiliyorsunuz. Yine Belçika çikolatası satın almak için de birçok dükkan bulunuyor.
Çıtır çıtır Brüksel waffle’larımızı da yedikten sonra otoparka (4.80 Euro ödedik) gidip aracı aldık, sonra da Gent’e doğru yolumuza devam ettik.
Biz gitmemiş olsak da Minnewaterpark, Begijhof (Beguinage), Jan van Eyck Meydanı, Dantel Müzesi, Çikolata Müzesi (Choco-Story), Bira Müzesi, Patates Müzesi, Pırlanta Müzesi gibi yerler de Brüj’de görülebilecek yerler.