Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Amasya, elması ile meşhurdur.
04.07.2017
Salı günü Sivas’ta kahvaltımızı yaptıktan sonra 2.5 saatlik bir yolculuğun ardından Amasya’ya ulaştık. Vardığımızda hava o kadar sıcaktı ki, önce AmasyaPark AVM’de oturup biraz dinlendik ve oteli (Lalehan Otel) ayarladık. Burada yemek yedikten sonra otele varıp hem havanın biraz daha serinlemesini bekledik hem de dinlendik. Sonra, Yeşilırmak kenarına dizilmiş meşhur Yalıboyu Evleri‘ni görmek için dışarı çıktık. Yol üzerinde Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi’ne çevrilmiş olan Bimarhane Medresesi‘ni gördük. II. Bayezid Külliyesi de bu yol üzerinde görmek istediğimiz yerlerden biriydi, fakat restorasyonda olması sebebiyle göremedik. Şehzadeler Gezi Yolu’nda ilerledikçe Saat Kulesi, Kaya Kral Mezarları, Amasya Kalesi ve Yalıboyu Evleri‘ni görebildik.
Şehzadeler Gezi Yolu üzerinde Amasya’nın sembolleri haline gelmiş şehzadelerin, Ferhat ile Şirin’in ve Amasya’da doğmuş olan, Coğrafya ilminin mucidi olarak tanınan Strabon’un heykelleri bulunuyor. Şehzadeler Gezi Yolu’nda yürümek, Yeşilırmak’ı, tarihi Osmanlı Evleri’ni, Kaya Kral Mezarları’nı ve Amasya Kalesi’ni seyretmek oldukça zevkli. Yol üzerinde ufak tefek atıştırmalıklar satan birçok satıcı/büfe bulunuyor; yolun diğer tarafında ise kafeterya ve restoranlar yer alıyor.
FERHAT İLE ŞİRİN
Ferhat yiğit bir delikanlıdır. Nakkaştır. Saraylar süsler. Şirin, Amasya Sultanı’nın kızkardeşidir. Birbirlerine olan aşkı uğruna insan gücünü aşan bir isteği yerine getirmek için dağları delerek şehre su getirmeyi başarır. Ancak; Amasya Sultanı kızkardeşini yine deFerhat’a vermek istemez. Ferhat; sevdiği Şirin’e, Şirin de Ferhat’a kavuşamaz.
Yine bu yol üzerinde bir tabelada yer alan aşağıdaki şiir Amasya için yazılmış:
YEDİNCİ ŞEHRE ŞİİR
Harşena Kalesi’nde bir kör kuyu var
İçinde nar ağacı…
Üzerlikler
serpilmiş
kayalıklara
Nazar olmasın diye aşıklar!..
Kaç bin yıldır
Amasya’yı seyretmeye doyamamış
kayaların ortasından krallar…
Krallar vadisinde her akşam,
buluşur ruhlar
ve yüzyılların ardından
barışı kutsar.
Kalenin eteğine
dantel gibi işlenmiş
Yalıboyu evleri,
Hayali döndürür şimdi
Yalıboyu’nda
su değirmenleri..
Nazlı nazlı akan Yeşilırmak’ı
hayranlıkla seyreder
senelerdir sevgiyle emzirdiği
Hazeranlar Konağı..
Tam on üç kez
uygarlığa beşik olmuş,
Memleket sevdasına
türkü tuturmuş
elma toplayan gençler,
ve bin coşkuyla
hasat edilmiş ekin.
Yüreğine doğru akar Amasyalı’nın
toprağının altındaki sıcak su.
Semaver çayıyla birlikte demlenir
sohbetlerin koyusu.
İkram faslında sunulan
ne haşhaşlı çörektir
ne zeytinyağlı sarma
ne de gül reçeli;
Yedinci şehrin havası sinmiş
bir avuç huzuru çeker içine
“ahbaplar oturmuş iki geçeli”
Kapısı
sonuna kadar açık hala
Darüşşifa’nın,
Fasıl sesleri gelir derinden.
Doysun ruhlar ve mest olsun gönüller…
Ne olur
kapanmasın kapılar,
yıkılmasın köprüler;
Ağlar sonra
krallar,
sultanlar,
ve şehzadeler..
Hüsamettin OLGUN
Amasya – 2003
Şehzadeler Gezi Yolu’nda yürüyüş yaptıktan sonra Çınaraltı Kafe’de oturup dondurmalı waffle, künefe ve çay alıp 27 TL ödedik. Çıktığımızda hava kararmaya başlamış, Kral Kaya Mezarları ve Amasya Kalesi rengarenk ışıklarıyla süslenmişti. Işıklar belli bir sürede renk değiştiriyordu ve Amasya geceleyin de güzel manzaralar sunuyordu 🙂 Uzaktan bile oldukça etkileyici görünen Kral Kaya Mezarları ve Amasya Kalesi’ni yakından da görmek isterdim ama çocukla buralara çıkmak zor olur diye gidip görmedik.
05.07.2017
Çarşamba günü otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra Şehzadeler Müzesi‘ne gittik. Burası özel bir müze olduğu için Müzekart geçmiyordu ve giriş ücreti 3 TL idi. Müze, Kral Kaya Mezarları’nın eteklerinde, oldukça merkezi bir yerde bulunuyor. Bu kez hava bir önceki günkü gibi kapalı değil, günlük güneşlikti. Aynı manzarayı mavi gökyüzüyle seyretmek tabii ki daha keyifliydi 🙂
Şehzadeler Müzesi, Yalıboyu Evleri’nden birinin müze olarak tasarlanmasıyla oluşturulmuş. Müzede, şehzadelik dönemlerini Amasya’da geçirmiş olan şehzadelerin heykelleri kendi dönemlerini yansıtan kıyafetleriyle sergileniyor. Ayrıca müzede sergilenen halılar ve ev aksesuarları da tarihi Anadolu Türk evlerini yansıtıyor.
Şehzadeler Müzesi’nden sonra hemen yakınında yer alan Hazeranlar Konağı Müze Evi‘ne gittik. Giriş ücreti 5 TL idi ve burada Müzekart geçiyordu. Hazeranlar Konağı da Yalıboyu Evleri’nden biri ve 1865 yılında dönemin defterdarı Hasan Talat Efendi tarafından inşa ettirilmiş. Müze ev/etnoğrafya müzesi olarak kullanılan konakta, 19.yy. yaşantısını yansıtan kıyafetler, halı ve kilimler, mutfak eşyaları sergileniyor.
Hazeranlar Konağı’nı da gezdikten sonra Amasya’ya veda edip Ankara’ya doğru yolumuza devam ettik. Giderken yolda o kadar çok ayçiçeği tarlası vardı ki kendimi Trakya’da yolculuk yapıyormuş gibi hissettim.