Sarıalan Yaylası, Kartalkaya Kayak Merkezi Yolu üzerinde, Kartalkaya’ya 8 km mesafede yer alıyor. Yayla ismini bahar aylarında açıp yaylayı kaplayan sarı düğün çiçeklerinden (biz mayıs çiçeği diyoruz 🙂 ) almış. İstanbul Anadolu yakasından yaylaya varmak 3,5 saat kadar sürüyor.
Bu yıl 19 Mayıs’ın Cuma günü’ne rastgelmesiyle, biz de (ilk gün ve son gün yolda geçmiş olsa da) 3 günümüzü Sarıalan Yaylası’nda geçirdik. Konaklama için Köroğlu Konağı, Sarıalan Dağ Evi, Baysal Otel, Özcan Pansiyon gibi seçenekler mevcut. Biz Sarıalan Dağ Evi‘nde konakladık (kahvaltı ve akşam yemeği dahil-2 kişi gecelik 250 TL) ve çok memnun kaldık. İkiz villa tipindeki dubleks binanın üst katında banyolu 3 oda, alt katında ortak kullanılan şömineli, televizyonlu salon bulunuyordu. 3 aile konaklamak için idealdi. Kahvaltı ve akşam yemeğimiz salona hazırlandı, çocuklar için de bizim için de çok rahat oldu.
19.05.2017
İlk gün İstanbul’dan ancak öğlen yola çıkabildik, yaylaya varmamız da akşamüstünü buldu. Kartalkaya Yolu toprak yol olsa da ulaşım bu mevsimde sorunlu değildi. Hava hem kapalı hem de soğuk olunca dışarıda kısa bir tur atıp içeriye şöminenin başına geçtik. Akşam yemeğinde ezogelin çorbası, balık, pilav, salata, tatlı vardı.
20.05.2017
İkinci gün şansımıza hava açık ve oldukça güzeldi. Kahvaltıda domates, salatalık, yumurta, peynir, zeytin, bal, kaymak, gül reçeli vardı. Kahvaltıdan sonra biraz yürüyüş yapmak için yukarı doğru giden patikayı takip edip ormanın içinde, küçük bir akarsunun olduğu yere vardık.
Yanımıza aldığımız meyveleri ve içecekleri akarsuyun içine bırakıp soğuttuk. Şırıl şırıl akan suyun eşliğinde oturup dinlendik, meyvelerimizi yedik, sohbet ettik, kafamızı dinledik 🙂
Burası, İstanbul’da parklarda zoraki yetiştirilmiş çiçekleri, değişik çiçek ve mantar çeşitlerini doğal halinde görebilmek için, Bolu’nun yemyeşil ormanlarında oksijene doymak için bile gelinebilecek bir yer.
Bu yürüyüşten sonra Sarıalan Göleti’ne gittik. Göletin yanında Köy Hizmetleri’nin kullanılmayan bir binası vardı. Göletin manzarası harikaydı, düğün çiçekleri göletin etrafını da sarıya boyamıştı.
Göleti de gezdikten sonra dağ evine varıp mangal keyfimizi de yapıp akşamı ettik. Akşam yemeğinde de yayla çorbası, tavuk ve köfte ızgara, erişte pilavı, salata, tatlı vardı.
Sarıalan Yaylası huzurlu, sessiz, sakin bir yer arayanlar için harika bir yer. Kuş seslerinden ve ineklerin çan seslerinden başka ses yok ortalıkta. Diğer aylarda gitmek de keyiflidir ama benim gibi çiçek düşkünü biri için Mayıs ayında gitmek biçilmiş kaftan. Bu arada biz çiçeklerin bu güzelliğini görmekte çok şanslıydık ama bu çiçekler bol suyu sevdiğinden yeterli kar yağışı olmazsa çiçekler de açmıyormuş.
21.05.2017
Üçüncü gün sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk. Kahvaltıda domates, salatalık, yumurta, peynir, zeytin, bal, kaymak, böğürtlen reçeli vardı. Hava yağmurlu olmasaydı Kartalkaya’ya da uğrayacaktık ama yoğun yağmur olunca vazgeçtik. Dönüş yolunda otoyolda birkaç yerde yol çalışması olduğu için yolculuk biraz daha uzun sürdü.