Uzak Doğu gezimizin üçüncü durağı Phuket’ti. Tayland’da zaman Türkiye’den 4 saat ileriydi. Kuala Lumpur’dan sabah 1,5 saatlik uçuşun (AirAsia) ardından saat 08:00 gibi Phuket Havaalanı’ndaydık (HKT). Para birimi Tayland Bahtı (THB). 1 Tayland Bahtı yaklaşık olarak 0,06 Türk Lirası’na karşılık geliyordu. Burada da Singapur’da ve Kuala Lumpur’da olduğu gibi trafik soldan işliyor.
1. gün – 02.07.2012
Önce bungalov otele (Tanamas) gidip güzelce bir dinlendik.
Sonra oradan ayarladığımız taksiyle Aquamarine’e gittik. Phuket’e o kadar hayran kaldım ki yolda gördüğüm satılık ev ilanlarına göz atmadan edemedim 🙂 Acaba ömrümüzün bir kısmını da olsa öyle yemyeşil yerlerde geçirebilmek kısmet olacak mı? Aquamarine’deki villamız cennet gibiydi. Her yer yemyeşil, önümüzde okyanus, bir de yapay nehir vardı onun sesi, her şey harikaydı.
Sonra hadi etrafı gezinelim deyip Kamala plajına gittik.
Deniz taşlı gibiydi, etraf sessiz sakin. Tabi düşünemedim ben gelgit olayından dolayı suların çekilmiş olabileceğini. Biz yağmurlu mevsimde gittiğimiz için bu mevsimde sessiz sakin oluyor buralar herhalde. Yoksa tatile çıkmadan önce nette okuduğum yazılardan çok hareketli bir plaj ve turlara katılmamız için peşimizden koşan insanlar bekliyordum ben. Neyse sonunda yemek yemek için bir yer bulduk ve mango ve ananas sularımızla pizzalarımızı yedik. Burada ananas ve deniz ürünü o kadar çok ki hadi deniz ürünü anlıyorum da ananaslı pizza aklıma gelmemişti 🙂 Yemeğimizi yedikten sonra ertesi gün Phi Phi adalarına gidebilmek için tur bulmaya çalıştık. En sonunda bir tane bulduk ve 2 kişi 2000 Baht’a anlaştık. Dönüşte gördüğümüz bir meyve satıcısında şu ünlü durianın tadına bakmaya karar verdik. Ama, hiç damak tadımıza uygun bir meyve değildi. Söylendiği gibi çürük sarımsak tadı ve kokusu vardı. Bir de çürük sarımsak gibi yumuşacıktı. Sonra ağzımızın tadını değiştirsin diye ejderha meyvesi gibi diğer meyvelerden yedik. Sonra da otele döndük.
Odamızın arka tarafında yapay nehir olduğu için sürekli su sesi vardı, her seferinde yağmur yağıyor gibi geliyordu 🙂 Akşam sesler iyice arttı, bu kez yanılıyorum yağmıyordur diye düşündüm ama yine yanılmışım 🙂 Şakır şakır yağmur yağıyordu.
2. gün – 03.07.2012
Phi Phi Adaları‘na gitmek için saat 7:15’te otelden aldılar bizi. Gittiğimiz gördüğümüz adalar harikaydı. Geminin en ön kısmında bacaklarımızı sarkıtıp oturduk giderken. Önceleri çok zevkliydi dalgaların bacaklarımıza çarpışı ama sonra dalgalar büyüdükçe beni yerimden oynattı. Üstümüz başımız çantalarımız her şey ıpıslak oldu. Fotoğraf makinalarımızı hemen kuru çantasına koyduğumuz için giderken gördüğümüz Viking mağaralarını ve o güzelim doğa harikalarını fotoğraflayamadık. Ama gördük ya ben çok mutluyum 🙂
Ton Sai Bay’de şnorkel ile dalış için durduk. Maalesef yüzme bilmediğim için biz giremedik denize ama balıklar yukarıdan bile harika görünüyordu.
Buradan sonra Phi Phi Adaları’na vardık ve orada öğle yemeğimizi yedik. Öğle yemeğinde bizdeki turlardaki gibi puaça meyve suyu gibi basit şeyler bekliyordum ama öğle yemeği beklediğimden çok daha zengin çıktı. Bir de yağmur yağmasaydı daha güzel olacaktı ya neyse. Çok merak ettiğim hindistan cevizinden alıp suyunu ilk içtiğimde hayal kırıklığına uğradım. Maalesef meyvesi de suyu da bizim pastalarda kullandığımız hindistan cevizine hiç benzemiyor 🙁 En azından denemiş oldum, bir daha da içmem 🙂 Baktık yağmur çok yağıyor 300 Baht’a iki yağmurluk alıp biraz gezip fotoğraf çektikten sonra dönüş için gemiye gittik.
Öyle bir yağmur yağıyordu ki herhalde onun onda biri falan İstanbul’a yağsa her yer felç olurdu. Yağmurdan dolayı gemiden sonra otele dönüş yolunda da baya trafik vardı. Sonunda geldik ve yağmurun sesini odamızdan dinledik.
3. gün – 04.07.2012
Kahvaltıda guava suyu denedim bu kez de, tadı gayet güzeldi, bir de meyvesini denemek lazım aslında 🙂 Phuket uçağını kaçırınca Bangkok uçağını kaçırmamak için erkenden havaalanına gitmeye karar verdik.15:25 Bangkok uçuşu için 12:00 gibi otelden çıktık. 2 gün önce bizi otele getiren hatunla yine bizi havaalanına götürmesi için anlaşmıştık ama gelmeyeceğini öğrenince başka taksiyle gittik artık(700 Baht).
Keşke Phuket’te de daha fazla kalabilseydik de James Bond Adası‘nı görebilseydik, fillerle safari yapabilseydik, Fantesea Show gibi gösterileri izleyebilip, birçok aktiviteye katılabilseydik. Hatta mümkün olsa Phuket’te yaşamayı bile isterdim.