2013 tatilimizin ilk durağı Hong Kong oldu. Hong Kong, “Güzel Kokulu Liman” anlamına geliyor. Çin’de zaman Türkiye’den 5 saat ileriydi. China Southern Havayolları ile Urumçi aktarmalı 11 saatlik uçuşun ardından Pekin Havaalanı’na (PEK), ertesi gün de Pekin’den 3 saat 40 dakikalık uçuşla Hong Kong Havaalanı’na (HKG) ulaştık. Para birimi Hong Kong Doları (HKD). 1 HKD yaklaşık olarak 0,25 Türk Lirası’na karşılık geliyordu.
Burada trafik soldan işliyor. Umuma mahsus pasaportu olan Türk vatandaşları 90 güne kadar yolculuklarda vizeden muaf. Hong Kong’a giderken uçakta verdikleri giriş-çıkış formlarını doldurup giriş formunu ülkeye girişte çıkış formunu ülkeden çıkışta veriyorsunuz vize yerine. 10 Mart 2013’te aldığımız İstanbul-Pekin (15.06.2013), Pekin-Hong Kong (16.06.2013) ve Pekin-İstanbul (30.06.2013) biletleri toplamı yaklaşık 500 Euro tutmuştu.
Toplu taşıma için 150 HKD’a Octopus Card aldık. Bu ücretin 50 HKD’ı depozito, kalan 100 HKD ile de Airport Express’i kullandık. “7 Eleven” marketleri oldukça yaygın ve bu marketlerde karta yükleme yapılabiliyor. Otobüs ve metro bilet ücretleri mesafeye göre ayarlanmış.
Hong Kong’ta prizler de Türkiye’dekinden farklı. Dönüştürücü kullanmak gerekiyor.
Havası çok sıcak ve nemli. Dışarı çıktığınız anda vücudunuz yapış yapış oluyor. Sıcaktan ve yağmurdan korunmak için şemsiye şart. İnsanlarına gelince: gayet modern görünüyorlardı. Bayanların günlük kıyafetleri ve ayakkabıları bizim düğüne giderken giydiklerimiz gibi taşlı, dantelli, süslüydü. İnsanların boyları kısa değil ama bayanlar 15-20 cm topuklu ayakkabıları giymeyi seviyorlar sanırım Çin’de.
Yemeklerimizi genellikle Mc Donalds’ta yedik. İlginç ama fiyatları da bizdekine göre daha uygundu sanki.
1. gün – 16.06.2013
Havaalanından Central’e vardıktan sonra, oteli (mini Hotel Central) bulana kadar farkında olmadan içine girdiğimiz gökdelenler, gökyüzünün görünmemesi, GPS’in çekmemesi, dışarıya çıkamama hissi çok kötüydü. Sonunda otele vardığımızda küçücük bir odayla karşılaşmak da bir başka hayal kırıklığı oldu. Sonunda kendimizi dışarı atıp Hong Kong’un olmazsa olmazı Viktorya Zirvesi‘ni görelim dedik. Central’den 15 nolu otobüsle gidilebiliyor (9,8 HKD). Otobüsün üst katında oturduğumuz için her dönemeçte uçurumdan düşecekmişiz gibi geldi. Sonunda tepeye varıp manzaranın tadını çıkardık. Karanlık bastırıp binaların ışıkları yanınca manzara daha da güzel oluyor.
2. gün – 17.06.2013
İkinci gün önce Hong Kong’tan metroyla Tong Chung’a (19,8 HKD), oradan da 23 nolu otobüsle (17,2 HKD) Lantau Adası’ndaki Dev Buda‘ya (Tian Tan Buddha) ulaştık. Bir önceki gündeki gibi bu otobüsle de baya sarsıntılı bir yolculuk yaptık.
Buradan döndükten sonra Sanat Müzesi‘ni gezdik. Giriş ücreti 10 HKD.
Sonra da Uzay Müzesi‘de gösterilen filmi izledik (ön sıralar 24 HKD). Keşke film yerine sergi salonlarına bilet alsaydık, bu film de pek ilgimizi çekmedi.
Bir de Tarih Müzesi‘ne gitmek vardı aklımızda ama yetişemedik. Salı günleri kapalı olduğundan son günümüzde de gezemedik. Uzay Müzesi’nden sonra her akşam saat 20:00’de başlayan “Işıkların Senfonisi” adını verdikleri sesli ışıklı gösteriyi izlemek için Yıldızlar Caddesi‘ne gittik.
3. gün – 18.06.2013
Son günümüzde kendimizi bahçelere, yeşilliklere attık. Önce Hong Kong Zooloji ve Botanik Bahçeleri’ni , sonra da Nan Lian Bahçesi‘ni gezdik ve bu bahçenin içinden ulaşılabilen Chi Lin Nunnery adlı manastırı gördük.
Nan Lian Bahçesi’ne gitmek için Kwun Tong metro hattındaki Diamond Hill durağında inip yürüyerek vardık.
Akşama doğru Nathan Caddesi‘ne ve Ladies Market isimli gece pazarına gittik. Buraya varabilmek için yine Kwun Tong metro hattını kullanıp Mongkok durağında indik.
Ladies Market’te tokalar, çantalar, tişörtler, hediyelik eşyalar, kıyafetler ve ufak tefek bir sürü şeyler satılıyor. Bir şeyin fiyatını sorduğunuzda onu size satmadan göndermiyorlar, onun için pazarlığınızı iyi yapın. Genelde önce uçuk fiyatlar söylüyorlar, sonra tepkinize bakıp sizin istediğiniz fiyatı soruyorlar.
Ertesi gün West Rail metro hattını kullanarak Hong Hom durağına gidip Guangzhou trenine buradan binerek Hong Kong’a veda ettik.
Okyanus Parkı ve Macau Adası da Hong Kong’un görülmesi gereken yerler listesinde yer alsa da bizim pek ilgimizi çekmedi.