25.05.2016
Bodrum’dan Didim(Didyma)’e varmak 2 saat kadar sürüyor olsa da biz Bafa Gölü’nde durduğumuz için ve arada fotoğraf molaları verdiğimiz için 4 saate yakın sürdü varışımız. Didim’e giderken Bafa Gölü seyir terasında durup hem gölün muhteşem manzarasını izledik hem de bol bol fotoğraf çektik.
Bafa Gölü içinde adalar bulunuyor ve bu adalarda Bizans dönemine ait manastırlar yer alıyor. Biz sonradan öğrendiğimiz için tadına bakamadık ama Bafa Gölü’nün yılan balığı meşhurmuş.
Bafa Gölü’nden sonra Didim’e varıp önce Altınkum Plajı’nı görmeye gittik. Biz Datça’da kalıp Didim’de kalmayı listemizden çıkardık ama bu güzel plajı görünce keşke Bodrum yerine Didim’de kalsaymışız diye düşündük.
Sonra, Didim’in ünlü Apollon Tapınağı‘nı gezdik. Müzekart geçiyordu.
Girişte sağ tarafta yer alan Medusa Başı, Didim’in simgesi hâline gelmiş.
Apollon Tapınağı oldukça büyüktü. O dönemde bu kadar devasa bir tapınağın inşa edilmiş olması hayranlık uyandırıcı bence.
Apollon Tapınağı’nı gezdikten sonra yarım saat kadar bir süre sonunda Milet (Miletus) Örenyeri’ne vardık. Milet Örenyeri‘nde (Milet Antik Kenti) de Müzekart geçerliydi. Örenyerinde ücret ödemedik ama 4 TL otopark ücreti verdik. Maalesef illa ki bir yerlerden para alacaklar.
Burada oldukça büyük bir Antik Tiyatro bulunuyor.
Milet Örenyeri’ni gezdikten sonra yarım saat kadar bir yolculuk sonrasında da Söke’deki Priene Örenyeri’ne vardık. Didim’deki Apollon Tapınağı ve Milet Örenyeri küçük olduğu için bebek arabasını almadan rahatlıkla gezebildik ama Priene Örenyeri’ni gezmek çok zor oldu. Yolları rampalı ve toprak yol olduğu için zaten bebek arabası kullanılamıyor burada ama oldukça büyük bir alandı burası.
Priene Örenyeri de beni çok şaşırttı. O dönemde bu devasa tapınakları nasıl yapabilmişler pek aklım almıyor doğrusu. Yer olarak belki bu kadar tepede ve içeride kalmıyordu o zamanlar belki ama yine de bu kadar büyük bir antik kenti kurmuş olmaları bende hayranlık uyandırdı.
Priene Örenyeri’ni gezdikten sonra Kuşadası’na doğru yolculuğumuza devam ettik.