Rotterdam’dan Delft’e gelmek arabayla yarım saat kadar sürüyor. Belçika’da Brüj ne kadar şirin, güzelse Hollanda’da Delft bir o kadar şirin ve güzeldi bence. Üstelik Brüj kadar popüler olmadığı için daha sakin. Delft’in mavi beyaz renkli porselenleri meşhur. Ressam Johannes Vermeer’in memleketi olması ile ve Delft Teknik Üniversitesi ile de biliniyor. Vermeer’in meşhur “İnci Küpeli Kız” tablosu Delft ile özdeşleşmiş.
Delft’te gezdiğimiz yerler:
27.05.2018
Rotterdam’dan Delft’e geldiğimizde aracı park edip Markt Meydanı’na doğru ilerledik. Delft’in kanalları ve tarihi binaları çok güzel görünüyordu.
Markt Meydanı’na vardığımızda en dikkat çekici yapılar Yeni Kilise (Nieuwe Kerk) ve Belediye Binası’ydı (Stadhuis). Görkemli Belediye Binası daha önce Prens William of Orange tarafından kullanılıyormuş. Meydandaki Yeni Kilise’nin kulesi 108.75 metre yüksekliğiyle Hollanda’nın en yüksek ikinci kulesiymiş. Biz 3 yaşındaki kızımız da yanımızda olduğu için çıkmadık ama 376 basamakla kuleye çıkılarak Delft manzarası izlenebiliyormuş. Hatta hava iyi olduğunda Rotterdam ve Lahey bile görülebiliyormuş. Meydanda hediyelik eşya satan dükkanlar, restoranlar ve kafeler bulunuyor. Yeni Kilise’nin yan tarafına Delft’in mavi rengiyle bir kalp heykeli (Delft’in Kalbi) yapılmış. Buralarda bol bol fotoğraf çektikten sonra Eski Kilise’ye (Oude Kerk) doğru ilerledik.
Eski Kilise restorasyondaydı. Biz kiliselerin içine girip gezmedik ama Eski ve Yeni Kilise’ye birlikte giriş ücreti 5 Euro’ydu. Güncel fiyatlara sitesinden ulşabilirsiniz.
Kanallarıyla ve tarihi binalarıyla çok güzel bir şehir olan Delft’i yarım günümüze sığdırıp gezdikten sonra Amsterdam’a doğru yolumuza devam ettik.