30.05.2016
Foça’dan Şeytan Sofrası‘na varmamız 2 saat sürdü. Şeytan Sofrası sanırım dünyanın en güzel manzaralarına sahip yerlerinden biri. Biz günbatımı manzarasını yakalayabilmek için akşamüstü gelmeyi tercih ettik ama hava kapalı olduğu için öyle portakal gibi bir güneş yakalayamadık maalesef.
ŞEYTAN SOFRASI ve AYAK İZİNİN HİKAYESİ
RİVAYETLERE GÖRE ŞEYTAN SOFRASI
Ayvalık civarında rumların yaşamış olduğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü dönemde bu tepede PANOLEPE adında (şeytan lakaplı) kendini halktan soyutlamış, mistik bir yaşam süren bir şahıs yaşamaktaymış. Ayvalık ve civarında kıtlık başgöstermeye başlayınca, din adamları ve papazlar tarafından kıtlığın sebebi olarak, PANOLEPE gösterilmiş ve halkı galeyana getirerek onu linç etmesini istemişler. Bunun haberini bir keçi çobanından alan PANOLEPE, çözümü burada kuş sütü dahi eksik olmayan bir sofra hazırlamakta bulmuş, kendisini linç etmek için buraya gelen halk sofranın cazibesine kapılıp PANOLEPE’yi unutmuşlar, o da buradan kaçarak kurtulmuştur. O tarihten beri bu tepenin adı; Şeytan Sofraı olarak anılmaya başlanmıştır.
RİVAYETLERE GÖRE AYAK İZİNİN HİKAYESİ
Edremit Körfezi’ne tam hakim dağların adı Kaz Dağları (İda Dağları)’dır. Yani Yunan Mitolojisi’nin yaşandığı dağlardır. Gerek tek tanrılı gerekse Pagan dinlerin tek bir ortak özelliği vardır. O da şeytanın cennetten kovulduğudur. Yunan mitolojisinde ise Tanrılar kralı Zeus tarafından bu görev Ay Işığı tanrıçası SELENE’ye verilir. SELENE tarafından cennetten kovulan şeytanın bir adımını buraya, diğer bir adımını ise Midilli Adası’na atıp kaçtığı rivayet edilir…
10 yıl kadar önce buraya geldiğimde şeytanın ayakizinin bulunduğu aşağıdaki fotoğraftaki kafes peçeteler bağlandığı için bembeyazdı. Şimdi bu işi de ticarete dökmüşler, kırmızı kurdela satıyorlar, gelenler de kırmızı kurdela bağlıyor anlaşılan.
Kafesin iç kısmına da bozuk para atıp dilek tutuyorlar.
Etrafın manzarası harika ama günbatımını sadece müşteriler izleyebilsin diye tepeye hemen bir kafe-restoran kondurulmuş maalesef. Doğal halinin bu şekilde bozulmasına gerçekten çok üzüldüm 🙁 Üstelik hem kafe-restorana bir para ödüyorsunuz, hem otopark ücreti veriyorsunuz, bunlar yetmezmiş gibi WCler de ücretli. Bu durum hiç hoş değil doğrusu 🙁
Şeytan Sofrası’ndan bu güzel manzarayı izlediktan sonra otele (Cunda Panorama – 120TL) gidip yerleştik. Cunda Adası’nın karaya bağlandığı köprü Türkiye’nin ilk boğaz köprüsüymüş.
31.05.2016
Ayvalık’taki ikinci günümüzü dinlenerek ve Cunda Adası (Alibey Adası)’nın sokaklarını gezerek geçirdik.
Cunda sokakları da en az Alaçatı sokakları kadar renkliydi. Hatta burası turist kalabalığından uzak ve daha sakin olduğu için çok daha hoşuma gitti 🙂
Yemek yemek için Cunda sahildeki restoranlar oldukça meşhur olmuş ama biz ara sokaklarda dolaşırken küçük bir ev yemekleri restoranında yemek yemeyi tercih ettik. Hatta menüde kabak çiçeği dolmasını görünce yine ondan yana kullandım tercihimi. Kafe olarak da yine sahildeki Taş Kahve oldukça meşhur.
Ayvalık’ta zeytin ve zeytinyağı da meşhur, biz de Has Ada Zeytincilik’ten yaptık alışverişimizi. 5 litrelik zeytinyağı 125 TL’ydi.
Cunda’nın rengarenk sokaklarında gezerken bu kova kafalı figürleri görünce İbi çizgi filmindeki Hoppa ile Pumba’ya benzettim 🙂 Böyle rengarenk sokaklarda gezinmek oldukça keyifliydi benim için 🙂
Akşam yemek için Ayvalık’a gidip Migros’un karşısındaki Tostçular Çarşısı’nda Mesut Büfe’de Ayvalık tostu yedik. Sonra Cunda Adası’a dönüp günbatımını izledik. Cunda’dan günbatımı gerçekten harikaydı o gün.
01.06.2016
Üçüncü günümüzde son fotoğraflarımızı da çekip Cunda Adası’ndan Kaz Dağları – Sütuven Şelalesi’ne doğru yola koyulduk.
Bodrum’dan Ayvalık’a kadar her yerde meşhur olan tarihi değirmenlerden Cunda Adası’nda da Aşıklar Tepesi‘nde bulunuyor bir tane. 2006 yılında restorasyonu tamamlanıp ziyarete açılmış ama bizim tepeye çıkma fırsatımız olmadı, sadece uzaktan birkaç fotoğraf çektim o kadar. Değirmenlerden her yerde olduğu için hediyelik eşyalara da yansımış tabi bu durum. Değirmen şeklinde yapılmış birbirinin aynısı hediyelik eşyalarda Bodrum’da Bodrum, Cunda’da Cunda yazıyordu 🙂 Tabii ki Bodrum’da satın alınanların fiyatı daha fazla 🙂