20.05.2016
Pamukkale’den Marmaris’e gelmemiz 3 saati geçti. Etraf yemyeşildi, hele Marmaris’e yaklaştığımızda manzara harikaydı. İlk gün fotoğraf çekemedim ama Datça’dan dönüşte birkaç fotoğraf çekebildim. Marmaris’e geldiğimizde akşamüstü olduğu için gezmedik, sadece Çınar Restoran’a gidip yemek yedik. Yemyeşil ağaçların arasında, suda yüzen ördekleri izleyerek yemek yemek oldukça keyifliydi. Böyle yerlere gelince ayrılası gelmiyor insanın 🙂
21.05.2016
İkinci gün Selimiye’ye gitme niyetindeydik ama kızımız uykuyu uzatınca Selimiye’den vazgeçip Marmaris’te gezdik. Önce Aşıklar Tepesi’ne gittik. Çok rüzgar olduğu için burada fazla durmayıp birkaç fotoğraf çekip marinaya doğru devam ettik.
Marinada biraz gezip yemek yedikten sonra Marmaris Kalesi’ne doğru yürüdük, Marmaris’in sokaklarında gezdik.
Marmaris Kalesi, 1991 yılında müze hâline getirilmiş. Giriş ücreti 8 TL’ydi.
22.05.2016
Üçüncü gün Akyaka’da Azmak Çayı yanında kahvaltı etmeye Halil’in Yeri Restoran’a gittik. Kahvaltıdan sonra Datça’ya doğru yolumuza devam ettik.
24.05.2016
Datça’dan Bodrum’a giderken yol üstünde bazı yerlerde durup Marmaris’in güzel manzarasının fotoğraflarını çektik. Yeşil ve maviyi birarada bu kadar güzel görmek için çok uzaklara gitmeye gerek yokmuş. Ülkemizin cennet köşelerini gördükçe daha bir hayran kaldım 🙂
Marmaris yolundan Bodrum’a doğru devam ederken Gökova’ya doğru Akçapınar’daki Okaliptüs Yolu’nu da görmeden geçmedik tabi. Buradaki ağaçlar 1938 yılında bataklığı kurutarak sıtma salgınını önlemek için dikilmiş. Şimdi ise sırf bu yolu görmek için oraya gidilebilecek kadar güzel bir hâle gelmiş.